Bir ürünün değeri nasıl ölçülür? Bu sorunun uzun ve detaylı bir cevabı olsa da şu şekilde özetlenebilir: Bir ürünün değeri aslında etiketinde yazan fiyattan çok daha fazlası, çevresel ve ekonomik faktörler. Üretilen bir ürünün neden döngüsel bir sistemle kullanım ömrünün sonuna dek en doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğine de bu faktörler zemin oluşturuyor.
Sıfırdan Üretilen Ürünlerin Çevresel Etkileri
Bir ürünün değerini tarif ederken ilk adım kullanılan materyal diyebiliriz. İnsan sağlığı için herhangi bir toksik sıkıntı yaratmayacak pamuk gibi doğal materyaller modada yoğun bir şekilde kullanılıyor. Ancak doğal olması bir materyalin çevreye zarar vermeyeceği anlamına gelmiyor. Özellikle hızlı modanın getirdiği aşırı üretim ve tüketim kültürü çerçevesinde düşünülürse, her yıl yeniden üretim için kullanılan milyonlarca ton pamuk, viskoz üretimi için doğal kaynaklar yıkıcı bir şekilde tüketiliyor. Pamuk yetiştirilen topraklar artık üretim yapılamayacak duruma geliyor, yoğun sulama gerektiğinden çevredeki su kaynakları kuruyor. Ya da örneğin viskoz üretimi süreci, çok fazla ağaç kesildiği için ormansızlaşmaya neden oluyor.
Ürünün üretim süreçlerinde harcanan enerji ve açığa çıkan karbon miktarı ise iklim krizini tetikliyor. Çünkü dünyadaki toplam karbon salınımının %10’undan moda sorumlu ve eğer gerekli adımlar atılmazsa 2030 yılında bu oranın %16’ya çıkması bekleniyor. Üretilen bir üründen kullanım süresini doldurmadan vazgeçildiğinde, üretim kapasiteleri yükselmeye devam ettiğinde, ürünler tüketim süreci sonunda doğru şekilde bertaraf edilmediğinde sorun çıkmaz bir noktaya doğru büyümeye devam ediyor.
Sıfırdan Üretilen Ürünlerin Ekonomik Etkileri
Çevresel yıkımın yanı sıra, sektör her yıl kullanım ömrünü doldurmadan atılan ve geri dönüştürülmeyen giysiler nedeniyle 500 milyar doların üzerinde zarar ediyor. Bunun temelinde yatan problemin ise stok fazlası ve hafif kusurlu ürünler olduğu görülüyor. Küresel olarak her sezonun sonunda kıyafetlerin ortalama %12’si satılmadan kalıyor. Bu ürünler en nihayetinde ya atılarak doğaya karışıyor ya da yakılarak imha ediliyor.
Üretilen her ürünün satılmadığı senaryoda markaya depolama, taşıma gibi kalemler için yüklü bir operasyonel maliyeti oluyor. Dolayısıyla markanın elinde kalan, depolarda atıl bir şekilde bekleyecek ürünlerin bertarafı için ayıracağı bütçeyi yenileme operasyonlarında
değerlendirmesi ekonomik yükü hafifletecek, oldukça kazançlı yeni bir iş modeli sunuyor.
Nivogo, markaların ve üreticilerin depolarındaki atıl ürünlerini yenileyip, satışa hazır hale getiriyor. Markalara döngüsel bir sistemle sürdürülebilirliği bir değer olarak kazandırıyor. Şirketlerin çözüm aradığı stok fazlası, hafif kusurlu ürünlerini ekonomik kazanca dönüştürüyor. “Her ürün değerlidir” mottosuyla sürdürülebilirlik partneri olarak her marka için özel bir yol haritası çiziyor ve yenileyerek modayı dönüştürüyor.Siz de markanız ile sürdürülebilirliğe bir adım atmak isterseniz, bizimle [email protected] adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.