Sürdürülebilirlikle birlikte modada en sık konuştuğumuz konulardan biri de “Döngüsellik”. Sektör profesyonelleri döngüsel iş modellerini modanın geleceği olarak görüyor. Markalar operasyonlarını yenilemek için döngüsel moda hareketlerine dahil oluyor, tüketiciyle çevre ve insan odaklı yeni bir iletişim kuruyor.
Şans Veren markaların lineer iş modellerini döngüselleştiren bir girişim olarak, hem bizi bu konuda çalışıp sektörde fark yaratmak konusunda motive eden problemleri hem de döngüsel modanın ABC’sini sizinle paylaşmak istiyoruz.
Öncelikle, döngüsel moda nedir?
Döngüsel moda en temel tanımıyla, giyim eşyalarının daha düşünülmüş bir model üzerinden üretildiği, bir ürünün üretiminin ve sonunun eşit derecede önemli olduğu bir sistemi ifade eder. Bu döngüde marka, kullandığı materyal ve üretim biçimleri çerçevesinde temel insani ve çevresel duyarlılıklara sahiptir. Döngüsel moda bir ürünü sonuna kadar kullanmanın değerini vurgular, sonra bir adım daha ileri giderek onu başka bir amaç için yeniden kullanır ve sonunda geri dönüştürür. Odak noktası, atık yönetimi de dahil olmak üzere, sahip olduğumuz şeylerin uzun ömürlülüğü ve yaşam döngüsüdür. “Üret-Tüket-At” şeklinde gelişmiş ve çevresel, ekonomik ve sosyal yıkımlara yol açmış lineer iş modellerine cevap niteliğindedir.
Döngüsel Modaya Neden İhtiyaç Vardı?
“Döngüsel moda” terimi ilk defa 2014’te sürdürülebilir modayı odağına alan İsveç’teki bir seminerde kullanıldı. Aslında dünyanın gözünü tam da moda sektörüne çevirdiği bir zamandı, çünkü sadece 1 yıl öncesinde Bangladeş’teki Rana Plaza’da bir tekstil atölyesi çökmüş ve 1000’den fazla işçinin yaşamını yitirdiği büyük bir trajedi yaşanmıştı. Hem tüketicinin hem üreticinin hem markanın, hızlı modanın ağır sonuçlarıyla yüzleşmesi artık kaçınılmazdı. Modaya hakim olan ezici üretim ve çalışma biçimleri değişmek zorundaydı.
Döngüsel modada markanın, üreticinin ve tüketicinin rolü nedir?
2014’ten bu yana modada sürdürülebilirliği ve döngüsel sistemleri destekleyen akımlar, markaların ve tüketicilerin farkındalığı, mütemadiyen yükseliyor. Tüketiciden gelen iyi moda talebi, markalara da çevre ve insan için daha iyi bir alternatifin mümkün olduğunu gösteriyor.
Markaların üretim ve atık yönetim süreçlerini çevre dostu bir şekilde güncellemesi, döngüsel moda yolculuğunda halkanın ilk zinciri diyebiliriz. Sürdürülebilir materyaller kullanan, çalışanları için sağlıklı çalışma koşulları sağlayan, belirli sebeplerle tüketilmeyen ürünlerini yenileyip yeniden tüketiciyle buluşturan, yenilenemeyerek ürünlerinin ise geri dönüştüren markalar, geleceğin markaları olarak bir adım önde olacak.
Markalara sürdürülebilir materyaller ve üretim sistemleri için kaynak sağlayan üreticiler ise değişen modanın başat aktörlerinden birine dönüşecek.
Tüketicinin sürdürülebilir moda konusunda çok değil, birkaç yıl öncesine kıyasla farkındalığının çok daha yüksek olduğunu “MODADA YENİ TREND: Sürdürülebilirlik ve Bilinçli Tüketici” içeriğimizde detaylı bir şekilde incelemiştik. Daha az tüketen, kaliteli ve uzun yıllar giyebileceği ürünleri tercih eden, ömrünü tamamlayan giysilerini atmak geri dönüşüme gönderen yeni tüketici de, bu döngünün sürdürülebilirliğinin kilit ayağını oluşturacak.
Biz Nivogo olarak bu dönüşüm sürecinde hem markaya hem de tüketiciye dokunuyoruz.
Markaların doğrusal iş modellerini sürdürülebilirlik bakış açısıyla döngüsel bir modele dönüştürmek, sektörün çevreye karşı yıkıcı etkilerini azaltmak için, herhangi bir sebepten tüketim aşamasına geçemeyen şanssız ürünlerini yeniliyoruz. Kurduğumuz “Sıfır Atık Sistem” ile yenilenemeyecek durumdaki ürünleri de geri dönüşüm tesislerine gönderiyoruz. Bu döngüyle binlerce yeni giyim ürününü, ayakkabıyı ve çantayı doğaya karışmak yerine yeni sahipleriyle buluşturuyoruz.
Eğer siz de iş modelinizi döngüselleştirmek ve markanızı sürdürülebilir bir modelle geleceğe taşımak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.